fbpx
İnternet sitemizde çerez kullanılmaktadır. Çerezler hakkında detaylı bilgi için KVKK inceleyiniz. Devam etmeniz halinde çerez kullanımına izin verdiğinizi kabul edeceğiz.

Kemik Erimesine Bağlı Omurga Kırıkları

Son Güncelleme:
Turan&Turan > Blog > Kemik Erimesine Bağlı Omurga Kırıkları
kemik erimesine bağlı omurga kırıkları

Özellikle orta yaş ve üzerindeki kadınlarda herhangi bir çarpma, vurma, düşme olmadan ortaya çıkan bel ağrılarının altında yatan sebep bir omurga kırığı olabilir. Bu yaş grubunda, özellikle menopoz sonrasında kemik erimesi (Osteoporoz) ile birlikte kemik yoğunluğunun azalması günlük aktiviteler sırasında kırık gelişmesine neden olabilmektedir.
Genel olarak kemik erimesi olarak bilinen osteoporozu kısaca kemik kütlesinin azalması ve kemik yapısının bozulması olarak tanımlayabiliriz. Bu durum kemiklerin incelmesine, daha kırılgan ve zayıf olmasına neden olur. Özellikle kadınlarda menopoza bağlı daha sık görülen bu hastalığın görülme sıklığı da yaşla birlikte artar.

kemik erimesine bağlı omurga kırıkları

Yukarıda bahsettiğimiz gibi kemiklerde meydana gelen bu kırılganlık sonucu en sık kırık görülen bölgelerimizden biri de omurgamızdır. Bu kırıklar “Osteoporotik Omurga Kırığı” olarak adlandırılmaktadır. Bu tanım kemik erimesinden dolayı zayıflamış olan kemiğin çökmesini ifade etmektedir. Bu yazımızda sizleri kemik erimesine bağlı kırıkların görülme sıklığı, nedenleri, belirtileri, muayene ve tanı süreci, tedavi seçenekleri hakkında bilgilendireceğiz.

Kemik erimesine (Osteoporoz) bağlı omurga kırığı her 100.000 erkekten 570’inin başına gelirken, bu oran kadınlarda 100.000’de 1070’dir. Bu kırık çeşidi sık görülmesi sebebiyle aynı zamanda bir halk sağlığı sorunudur. Kemik erimesine bağlı omurga kırığı yaşamış birinin başka bir omurgada yeniden kırık gelişme riski 5 kat artmıştır. Yakın zamanda omurga kırığı geçiren kadınların yaklaşık %20’sinin 1 sene içerisinde ikinci bir kırık geçirme ihtimali oldukça yüksektir.

Kemik erimesine bağlı gelişen bir omurga kırığında kemik yüksekliğinde en az %15-20 kayıp meydana gelir.
Bu kırıklar en sık bel ve sırt bölgesinin birleşiminde bulunan omurlarda (T10, T11, T12, L1, L2) meydana gelir. Bu kırıklar omurganın her seviyesinde görülebilse de boyun omurlarında son derece nadir meydana gelir.

Kemik erimesine bağlı kırığa neden olan durumlar

Kemik erimesine bağlı omurga kırıkları evde düşme gibi basit travmalar sonucu olabilir. Kemik erimesinin ilerleme derecesine göre bir rafa uzanırken veya yerden bir şey almak için eğilirken meydana gelebilir. Hatta daha da ilerlemiş kemik erimesi hastalarında öksürme, hapşırma, yatakta dönme esnasında bile kırık meydana gelebilir.

Bazı kanser türleri de omurgadaki omurların kırılabilecek kadar zayıflamasına neden olabilir. Vücudun başka bir yerinde başlayan bir kanserin omurgadaki kemiklere yayılması nadir değildir. Sebepsiz gerçekleşen ya da nadir görülen bölgelerde ortaya çıkan omurga kırığı, fark edilmeyen bir kanserin omurgaya yayıldığının ilk belirtisi olabilir.

Omurga Kırık belirtileri nelerdir

Omurga kırıklarında genellikle ani başlayan bel veya sırt ağrısı ortaya çıkar. Ağrı ayakta durma, yürüme ile artar. Omurga hareketlerinde kısıtlılık görülebilir (öne veya yanlara eğilme).
Yeni oluşmamış, eski kırıklarda ise uzun süredir devam eden ağrıya, kamburluk, omurga eğriliği (skolyoz), boyda kısalma, solunum fonksiyonlarında azalma, hareket etmekte zorluk, iç organ etkilenmeleri de eşlik edebilir. Bazen bu kırıklar kısa süreli, geçici ağrılarla ortaya çıkabilir ve kemikteki çökme yavaş yavaş gelişir. Bu durum da yaşlılarda görülen boy kısalması ve kamburlaşmanın nedeni olabilir.

Muayene ve Tanı

Belirtiler bazen bir kas incinmesini düşündürebilir. Bu da kırıkların teşhis edilememesine ve gözden kaçmasına neden olur. Bu kırıkları gözden kaçırmamak için detaylı bir muayene önemlidir.

Muayenede omurganın bir seviyesinde özellikle bastırıldığında artan bir ağrı vardır.
Hastanın öyküsüne ve muayenesine dayanarak kırıktan şüpheleniliyorsa tanıyı kesinleştirmek için röntgene başvurulur.

Röntgenin yeterli olmadığı durumlarda daha detaylı kemik taraması için bilgisayarlı tomografiye (BT) veya kırığın eski ya da yeni olup olmadığının tayini için manyetik rezonans (MR) görüntülemeye de başvurulabilir.

Tedavi seçenekleri nelerdir?

Uygulanabilecek tedavileri ameliyat ve ameliyat dışı yöntemler olarak ikiye ayırabiliriz.
Tedavi sürecine kırığın ve hastanın durumuna göre karar verilir.
Kırıkta çökme olması, kırığın yer değiştirmesi, solunumu etkilemesi, omurilik kanalına ya da sinir köküne bir bası yaparak sinir tahribatına neden olması gibi durumlarda ameliyat gerekir.
Bu gibi durumlar haricinde tedavi süreci doktor ve hastanın alacağı ortak karar ile belirlenir.

Ameliyat dışı teknikler

Ameliyat gerektirmeyen yeni oluşmuş kırıkların iyileşme süresi ortalama 4-6 hafta kadardır. Bazı hastalarda bu süre 8-12 haftaya kadar uzayabilir.
Ameliyat dışı tedavi seçenekleri arasında kırığın seviyesine uygun olarak seçilmiş korse kullanımı, ağrı kesici ilaçlar, ağrı kontrolü için fizik tedavi, istirahat ve aktiviteleri sınırlandırma vardır.

Hangi durumlarda ameliyat gerekir

Yukarıda bahsettiğimiz mutlak ameliyat gerektiren durumlar haricinde hastanın şiddetli ağrısının olması durumunda da ameliyat düşünülebilir.

Ameliyat seçenekleri nelerdir?

Vertebroplasti, kifoplasti ve vida ile sabitleme ameliyat seçenekleri arasındadır. Üç işlemin de ortak amacı ağrıyı kontrol altına almak ve kırığı sabitlemektir.

Vertebroplasti: Lokal anestezi altında ameliyathanede yapılan bu işlemde hasta yüzüstü yatacak şekilde pozisyonlandıktan sonra kırık olan seviye skopi denen taşınabilir röntgen cihazı ile belirlenir. Belirlenen seviyede omurganın her iki tarafından açılan iki küçük kesiden aletlerle kemiğin içine girilir. Kırık kemiği sabitlemek için hazırlanan tıbbi amaçla üretilmiş özel bir çimento aletler yardımı ile kemiğin içine enjekte edilir.

Kifoplasti: Kemiğin içine aletler ile girilene kadar vertebroplasti ile aynı işlemler yapılır. Bu adımdan sonra vertebroplastiden farklı olarak kemik içine bir balon yerleştirilip nazikçe şişirilir. Balon sayesinde kemik içerisine kontrollü bir boşluk oluşturulmuş olur ve kırık parçaların yerleşmesi sağlanır. Böylece kemiğe yüksekliği kısmen kazandırılmış olur. Daha sonra oluşturulan bu boşluk yine çimento ile doldurulur.

Her iki yöntemde de işlemin hemen ardından kemikteki oluşmuş olan yükseklik kaybı bir miktar geri gelir ve çimentonun donması ile kırık sabitlenmiş olur. Ağrıda ise hızlı bir azalma gözlemlenir.
İşlem sonrası kısa bir süre gözetimde tutulan hasta, kendine geldiğinde aynı gün taburcu edilir. Hasta aynı gün yürüyebilir, ihtiyaçlarını karşılayabilir. Ancak en az 8 hafta boyunca ağır kaldırma gibi zorlayıcı ve omurgaya yük bindiren aktivitelerden uzak kalmak gerekmektedir.

İki ameliyatın da olası riskleri arasında kemik içerisine enjekte edilen çimentonun omurilik, sinir kökü veya damarlar gibi çevre dokulara yayılma riski vardır. Ancak bu risk balon ile bir boşluk oluşturduktan sonra çimento enjekte edilen kifoplasti işleminde daha azdır.

Vida ile sabitleme: Parçalı kırıklarda, kırık parçaların omurilik veya sinir köklerine bası yaptığı durumlarda hastada bir kuvvet kaybı veya duyusal problemler olmaması için kırığın vidalar ile sabitlenmesi gerekir. Bu ameliyatta bası yapan parçalar temizlenir. Kırığın bir veya iki seviye üst ve alt kemiklerine atılan vidalar ile kırık kemik üzerine yük binmemesi sağlanır. Bu ameliyat sonrası 1-4 gece arası yatış süresi olur.

Ani başlayan bir sırt veya bel ağrısı söz konusu ise, hareketlerinizde bir azalma hissediyorsanız bu çok sık rastlanan ancak gözden kaçabilen kemik erimesi kırıkları şüphesiyle kliniğimize başvurabilirsiniz.
Kemik erimesi (Osteoporoz) hastalarına ve menopoz sonrası tüm kadınlara düzenli aralıklarla kemik ölçümlerini yaptırmaları gerektiğini hatırlatır, omurganızı bu süreçte korumak için neler yapabileceğinizi öğrenmeniz için sizleri kliniğimize bekleriz.

Randevu için tıklayınız

Turan&Turan editörleri tarafından hazırlandı.

Yorum Yapın